12 Aralık 2013 Perşembe

The Last Man of End Days

Eskiden herşey çok güzeldi. Çook çok eskiden. Daha ergenlik başlamamışken o çocukluğumuzdaki mükemmelliği bulamaz olduk.
Pişmanlık doldu hayatımız. Yaşamıyor gibiyiz. Sanki beynimize yüklenmiş gibi anılar, geçmiş sadece bir bilgi gibi. Geleceği düşünmekse kaçıp durduğumuz gerçek.
En başta zamanı algılayamıyoruz.
Saati dakikayı hepimiz biliyoruz ama,
Çiçek kopartan bir gencin elindeki
Çiçeğin yaşamının bittiğini kavrayamıyoruz.
O anda çiçeğin kendisi de, genç de
Sen de ben de ne zaman olacağını bilmeden
Yada üstüne bastığın böceklerin.
Yada her gün doğup ölen güneşin,
Ağaçların yapraklarının, kelebeklerin,
7 milyar insandan her saniye ölenlerin!
Bize sorsanız hiç kimseyi sevmiyoruz.
Tekrar sorsanız birileriyle paylaşmak birilerini yönetmek istiyoruz.
Ama tekrar sorarsanız tüm insanlık ölse de umurumuzda olmaz.
Bir dengesizlik içinde yürüyor, kimi zaman maalesef kimi zaman da
Kendimizi sadece kendimizin yönettiğini düşünüyoruz.
Sadece kendimize hesap verdiğimizi,
Sadece kendimize hesap vermek zorunda olduğumuzu düşünüyoruz.
Her ne kadar diller Allah'ı zikretse de...
Yüreklerimize soksalar güneşi,
O bile çözemez oradaki karanlığı
Doğruyu bilip yanlışı yapıyoruz. Doğruyu isteyip yanlışı düşlüyoruz.
Biz 22 kişiyiz. 11'i lanetliyor, 33'e baş eğiyoruz.
Biz bir bedendeyiz. 11'e özeniyor, 33'ten de kopamıyoruz.
Son insanlarız. İnsanlığın son zamanlarında. Ve sonu bekliyoruz.
Sadece bekliyoruz, kılımızı kıpırdatmadan.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Mesleki yazılar artık farklı blogda olucak

O blog'un adı da FREQ.
http://projectfrequency.blogspot.com.tr/

Evet, herşey çok karıştı ama zamanla unuturuz.
Pop şarkısı gibi oldu ama haydin eyvallah